Dolgu uygulamaları ile ilgili 22 yıllık tecrübelerim
Dolgu kullanımının en yaygınlaştığı ve sınırlı sayıda ürünün piyasada olduğu dönemlerden beri dolgu uygulamaları yapmaktayım. Bu bahsettiğimiz yıllar milenyumum ilk yılları, yabancı dolgu firmaları çok geniş yelpazeleri olmasa da ülkemizde belli çevrelerde özellikle İstanbul’da yoğun satışlar yapmaktaydı. Özellikle yüz bölgesinde cerrahi bir işleme karar vermek zorluğu ve iyileşme sürelerinin uzunluğu nedeniyle molalarda uygulanabilir işlemler şeklinde lanse edilen botoks ve dolgu gibi cerrahi olmayan işlemler tercih edilmeye başlanmıştı. Ancak ilk zamanlarda ücretleri herkesin ulaşabileceği boyutta değildi. Ve yapan hekim sayısı da azdı. Ancak çok kısa sürede çarpıcı değişiklikler yaratan ve devam edildiğinde daha iyi görünerek yaşlanmayı sağlayan bu cerrahi dışı işlemler ve özellikle dolgular çok popüler oldu. Firmalar aldıkları geri bildirimlere göre ürünlerini geliştirdiler ve ürün yelpazeleri de arttı. O zamanlardan beri var olan büyük firmaların ürünleri her zaman tercihim olmuştur. Halen de onları kullanıyorum. Yenilikleri takip ediyorum.
O zamandan bu yana ülkemize dolgu satışı anlamında çok fazla firma giriş yaptı. Özellikle bu durum firmalar arası rekabetin artışı ile fiyatlar daha çok kişinin erişebileceği düzeylere indi. Böylece dolgu uygulamaları başta olmak üzere cerrahi dışı estetik uygulamalar son derece arttı. Sosyal medyanın gelişmesi ile dış görünümün korunması ve geliştirilmesine yönelik işlemler tabiri caiz ise aldı başını gitti. Daha genç yaştaki bireylerde ve erkeklerde de bu işlemlerin tercih edilir hale gelmesi ile oluşan yoğunluğu tahmin etmek hiç de güç değil. Bu durum hala artış ile devam etmektedir.
Ürün yelpazelerinin artışı yapılan uygulamalardaki pozitif ve negatif sonuçlar değerlendirilerek yapılmaktadır. Ürünün yapıldığı doku ile uzun vadede uyumunu sağlama yönünde yeni teknolojiler kullanılarak daha az hissedilir ve daha uzun süre etkin olan ürünler üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Günümüzde en çok hyaluronik asit içeren dolgular kullanılmaktadır. Bu dolgular vücutta bağ dokuda bulunan bu molekülün bir nevi benzerinin laboratuvarda üretilmesi ile hazırlamaktadır. Farklı kalınlıklardaki bu ürünler uygulanacağı bölgeye göre tasarlanmıştır. Vücutta bulunan bir madde olduğu için zamanla vücut bunun büyük bir kısmını ortadan kaldırmaktadır. Yine de şunu söylemeliyim bazı dolgular ve bazı uygulanma alanlarında daha kalıcı sonuçlar elde edilmektedir.
Dolgu uygulamalarının basit bir enjeksiyon şeklinde görmemek gerekir. Her ne kadar el becerisi çok gerektiren bir uygulama olmasa da uygulan doktorun mutlaka anatomi bilgisi ve sanatsal görüşü iyi olmalıdır. Tabi bunun yanında iyi sonuçlar için uygulamayı tercih eden bireyin istekleri de mantık ve sağlık normlarına uygun olmalıdır.
Dolgu uygulaması için gereklilik durumları, işlem aşaması, sonrası ve komplikasyonlar gibi klasik tüm sitelerde bulabileceğiniz bilgilerin dışında tecrübelerime dayanarak olumlu ve olumsuz düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Olumlu düşüncelerim
1 Yıllardır piyasada bulunan firmaların dolgularında güvenli işlemler ile başarılı sonuçlar elde edilebilir.
2 Hyaluronik asit içeren dolgular uygun ürün seçimi ve uygun miktarda uygulama ile uzun soluklu başarılı sonuçlar verir.
3 Cerrahi onarım gerekmeyen basit problemlerin düzeltilmesinde son derece güvenli uygulamalardır. Bunu iki ayrı örnek ile açıklayalım. Üst dudağı alta göre ince bir kişi de dolgu uygulaması ile son derece doğal ve çekici sonuçlar kolaylıkla elde edilebilir. Üst dudağı yok denecek kadar ince bir kişi de dolgu ile sonuç elde etmeye çalışırsak başarısız sonuçlar olur. O durumda lip lift, lip advencement gibi cerrahi işlemler daha uygundur. Bu uygulamalar sonrası dolgu uygulamaları ile sonuç daha güzelleştirilebilir.
4 Cilt içi mezoterapi şeklinde uygulanan dolgular cerrahi ile düzeltilmesi mümkün olmayan deri yıpranmalarını onarımda çok başarılıdır. Deri kalitesi artışı bazen cerrahi işlem ihtiyacını bile öteleyebilir.
5 Botoks işlemi ile dolgu işleminin kombinasyonu birbirine olumlu etkiler yaratır ve işlemin kalıcılığını arttırabilir. Bir örnek ile açıklayalım; kaş arası derin çizgileri düzeltmekte botoks uygulaması, her ne kadar bu duruma neden olan etken olan aşırı kaş çatma mimiğini azaltsa da, yetersiz kalabilir. Bu durumda botoks etkisi oluştuktan 1 hafta sonra bölgeye uygun miktarda dolgu uygulanması başarılı ve kalıcılık oranı yüksek bir sonuç sağlar.
Olumsuz düşüncelerim
1 Dolgu uygulamaları yoğunlukla yüz ve boyun bölgesinde yapılmaktadır. Ancak vücut için tasarlanmış dolgular da az sayıda olsa da mevcuttur. Özellikle popo ve meme büyütme amacıyla tasarlanan bu dolgular zayıf ve silikon implant istemeyen kişilerde bazen tek alternatif olarak elimizde bulunmaktadır. Bu konuda ne yazık ki uzun süreli güvenli ürün henüz kanımca üretilemedi. İhtiyaç olan ürün fazlalığı ve uygulanan bölgenin özellikleri nedeniyle başarısız sonuçlar ne yazık ki daha fazla. Bu nedenle yağ enjeksiyonunun popoda ve yağ enjeksiyonu ve implantların memede daha güvenli alternatifler olduğunu düşünüyorum.
2 Yüz bölgesinde 40 ve üzeri yaştaki bireylerde yüz yaşlanmasının izlerini silmeye yönelik çoklu uygulamaların ilk yapıldıklarında son derece dramatik etki yaratırken daha ileri uygulamalarda uygulancak dolgu miktarının saptanmasında güçlük olacağı ve yüzün yaşlanma sürecinde doğal olmayan sonuçlar yol açabileceğini düşünüyorum. Bu işlem için çok sayıda yapılan dolgunun maliyeti de hiç düşük olmadığı için uygun vakalarda daha kalıcı bir işlem olan ve yer çekimine yenilen dokuları eski yerlerine taşıyan cerrahi işlemleri daha uygun buluyorum. Tabi herkes cerrahi işlem tercih etmeyebilir. Bu durumda daha sınırlı sayıda abartılı olmayan dolgu uygulamalarının çok sık aralıklar ile olmadan yapılması kesinlikle daha sağlıklı ve görünümü bozmayan başarılı sonuçlar sağlayacağına inanıyorum.
3 Bazı doktor takipleri düzenli aralıklar ile olduğu için aynı doktorun takibinde daha kontrollü ilerleyebilir. Bu nedenle mümkün ise daha önceki uygulamayı yapan hekimin ileriki uygulamalara da devam etmesi önceki uygulamaya hakim daha başarılı sonuçlar yaratır. Bu bulguya yıllardır beraberliğimizi sürdürdüğümüz hastalarım ile birlikte tanıklık ettim.