Her şeyin modası var. Moda denilince ilk akla gelen her ne kadar kıyafet olsa da saçın, tırnağın ve hatta estetik ameliyatın bile modası var. Adı üstünde estetik. Estetik zaten başlı başına bir moda. Ama ameliyat denilince işin sağlık boyutu ortaya çıkıyor. Sağlığın da modası olur mu diyor insan. Fakat estetik amaçla yapılan işlemlerden beklenen sonuçların modası ne yazık ki insanlar arasındaki konuşmalar ve değerlendirmeler ile tayin ediliyor. İster uysun ister uymasın herkes aynısından istiyor. Hem fikir miyim tabi ki hayır. Ama ne yapacaksınız iletişim çağındayız. Herkes doğru yanlış birçok bilgiye kolayca erişiyor ve kendi kendilerinin doktoru oluveriyorlar. Bir yandan da çok da yanlış bir durum değil bu. Bence de insanı en iyi kendi bilir ve bazen de kendi tedavi eder. Ne demiş Hipokrat ‘Doktorun görevi hastalık iyileşene dek hastayı oyalamaktır.’ Estetik subjektif bir konu bu nedenle hastanın fikri de bence çok önemli. Zaten hastalarda bizi duruşumuza ve işimize göre seçiyorlar. Yani kendi görüşlerine en yakın olanı tercih ediyorlar.

Şimdi gelelim bugünlerde en çok moda olan estetik girişimler ve zaten hep revaçta olanlardaki yeni tercihler:

1- Burun estetiği:

80’li 90’lı yıllarda her burnunda kemer olan kemeri aldırıp burun ucunu bariz kaldırtırdı. Kaydırak gibi bir burun olurdu. Bu burun kimine yakışır, kimine de hiç yakışmazdı. Ama moda ya burnundaki kemerini sevmeyen herkes bu tarz yaptırırdı. Birbirine benzeyen bir sürü bayan etrafta dolaşırdı. 2000’lerde burun fonksiyonları daha önemsenmeye başlandı. Herkesin yüzüne yakışan, üst kısmı çok çöktürülmemiş burunlar yapılmaya başlandı. Teknikler geliştikçe burunların görünümü daha doğallaştı. İşte ben de bu dönem ekolünde eğitim gördüm. Benim de burun estetiğinde önceliğim fonksiyon ve yüze, cinsiyete uyum.

Yalnız sanki kaydırak burun dönemlerine dönüş var hastaların beklentilerinde. Arka arkaya böyle istekler çoğalmaya başladı. Bu moda değilse nedir?

2- Kaş estetiği

Botoksun ilk yapılmaya başlandığı 1980’li yıllarda, hani sadece belli başlı doktorların dolar üstünden fiyatlarda uyguladığı dönemlerde kalkık ay gibi kaşlar modaydı. Herkes hem kırışıklıklarından kurtuluyor hem de kaşlarını kaldırtıyorlardı. Bir taşla iki kuş. Şimdilerde ise düz kalın kaşlar moda oldu. Kaşları botoks ile düşürüyoruz. Kaşların miktarı az ise kaş ekiyoruz. Ya da bazı bayanlar kalıcı makyaj tercih ediyor. Bunda da rengin doğru tutturulması çok önemli.

3- Meme estetiği

80’li 90’lı yıllarda büyük, dökümlü yani hafif sarkık ama dolgun memeler magazin dergilerini süslerdi. Karikatürlerde bu tip memelere sahip hatunlar pek makbuldü. Şimdilerde özellikle Türkiye ‘de üst kısmı dolgun daha dik sütyen takmak gerektirmeyen memeler revaçta. Hatta yuvarlak yüksek profilli protezler ile meme büyütme daha çok tercih ediliyor. Sanırım süngerli sütyenlerden herkese gına geldi. Memelere özgürlük moda anlayacağınız.

4- Dudak estetiği

90’lı 2000’li yıllarda Angelina Jolie dudakları herkesin baş tercihi oldu. Dudağı kalın olan olmayan birçok kadın dolgular, yağ enjeksiyonları ile bu dudaklara kavuşmaya çalıştı. Kalıcı olsun diye kalıcı dolgular piyasaya sürüldü. Bunlar ile ilgili pek çok sorunlar oluştu. Neyse ki şimdilerde her şey daha çok kontrol altında. Şimdilerde dudak estetiğinde tercih dudak şeklinin güzelleştirilmesi ve yüze uygun dolgunluğun sağlanması oldu.

5- Genital estetik

Özellikle iç dudaklarında sarkma olan hanımlar sıklıkla labioplasti ameliyatı yaptırıyorlar. Vajina daraltma ise çiftlerin cinsel hayatlarına katkı sağlıyor.

6- Göz altı ışık dolgusu

Son iki yılda ışık dolgusunda adeta patlama oldu. Göz altı morlukları meğer hanımları hatta beyleri ne kadar çok rahatsız ediyormuş? Hyaluronik asit içerek dolgu malzemeleri ile bu sorundan 18 aylığına kurtulmak mümkün.

SORU SOR

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.